NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مَسْلَمَةَ
عَنْ مَالِكٍ
عَنْ ابْنِ
شِهَابٍ عَنْ
أَنَسِ بْنِ
مَالِكٍ
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ لَا تَبَاغَضُوا
وَلَا
تَحَاسَدُوا
وَلَا تَدَابَرُوا
وَكُونُوا
عِبَادَ
اللَّهِ
إِخْوَانًا
وَلَا
يَحِلُّ
لِمُسْلِمٍ
أَنْ
يَهْجُرَ
أَخَاهُ
فَوْقَ
ثَلَاثِ
لَيَالٍ
Enes İbn Malik'den (rivayet
edildiğine göre) Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Birbirinize
düşmanlık beslemeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin.
Ey Allah'ın kulları! Kardeş olun! Bir müslümanın bir din kardeşine üç günden
fazla küsmesi helâl değildir."
İzah:
Buhari, nikah, edeb,
ferâiz; Müslim birr; Tirmizi, birr, İbn Mâce. dua; Muvatta, husnu’l-huluk;
Ahmed b. Hanbel, I, 3,5, II, 277, 288 312, 342, 360, 389, 393, 394,444, 465,
469,470,480, 482, 492, 501, 412, 517, 539, III, 110,199,209,225,277,253.
Hased: Bir nimetin din
kardeşinden alınıp kendisine verilmesini istemektir ki, pek çirkin bir şeydir.
Buğz: Sevginin
zıddıdır.
Tedâbür: Birbirlerine
sırt çevirmek demektir. Kaadı Iyaz'a göre bundan murad, birbirinize düşmanlık
etmeyin, demektir. Birbirinizi terk etmeyin manasına geldiğini söyleyenler de
vardır.
Taberanî diyor ki:
"Bu gibi şeyler kazanmakla elde edilmez." Binaenaleyh onları teklif
de doğru değildir. Buradaki nehiy onların sebeplerine hamledilir; yani buğzu,
hasedliği ve küsüşmeyi icab eden işleri yapmayın, demektir.
Zührî'nin rivayetindeki
dört hasedden murad: Buğzetmemek, hasedlik etmemek, birbirine sırt çevirme ve
kardeş olmaktır.
Şafiîlere göre bu
hadis, bir müslümanın din kardeşi ile üç günden fazla dargın kalmasının haram;
üç gün dargınlığın ise mubah olduğuna delildir. Üçüncü günden fazla süren
dargınlığın haram olduğuna nass ile üç günlük dargınlığın mubah olduğuna ise
mefhum-i muhalifi ile delâlet etmektedir. Üç günlük dargınlığın affedilmesi,
insanın yaradılışında gadab ve kötü huyluluk bulunduğundandır.
Hanefilere göre,
mefhum-i muhalif sahih delil değildir. Onlarca üç eünden fazla dargınlığın
haram olduğunu beyan, üç gün dargınlığın helal olmasını iktizafnez.
Bazıları bu dargınlığın
dünyaya ait bir iş için üç gün olduğunu, âhiret için olursa üç günden fazla
dargın durmanın meşru kılındığını söylemiş, Nebi (s.a.v.)'in Tebuk gazasına
iştirak etmeyen üç kişi ile elli gün konuşmadığını, ashabına da onlarla
konuşmamalarını emrettiğini, buna misal göstermişlerdir. Bu zevatın tevbeleri
kabul buyurulduğuna dair âyet inmiş ve müslümanlar kendileri ile konuşmaya
başlamışlardır.
Dargınlığın, sırf bir
selamla sona erip ermeyeceği ulema arasında ihtilaflıdır. Cumhura göre mücerred
bir selam vermek veya almakla dargınlık sona erer. Bir rivayette İmam Malik'in
kavli de budur. İmam Ahmed'e göre dostluk eski haline dönmedikçe dargınlık
geçmiş sayılmaz. Mâlikîlerden İbn Kaasim'ın kavli de budur.[A. Davudoğlu,
Sahih-i Müslim Terceme ve Şerhi X. 502-503.]